Diziler » | HABER | |
Yüzyıllık Mühür: Kadın Kahramanlar » | MENÜ | OYUNCULAR |
Dudu kadın, kocasını ve iki oğlunu şehit vermiş bir anadır. Küçük oğlu Ahmet'ten başka kimsesi kalmamıştır. Artık Dudu Kadın'ın varı yoğu Ahmet'tir. Dudu, Ahmet'inde cepheye gitmesinden çekinmektedir. Aile durumundan askerden muaf olan Ahmet'in ise kanı kaynamaktadır. Ahmet'te diğer akranları gibi asker olmak istemektedir.
Oğlunu cepheye göndermemek için yoğun çaba harcayan Dudu, bunu başaramaz. Oğluyla büyük bir kavgaya tutuşur. Bunun üzerine Ahmet bir sabah gizlice evden kaçar ve Çanakkale Cephesinin yolunu tutar. Oğluyla helalleşmeyen Dudu, yaptıklarından pişman olur ve oğlunun peşine yola koyulur.
Maraş'tan, Çanakkale'ye çetin bir yolculuğa çıkan Dudu Kadın, yol boyunca savaşta olan bir devletin yaşadıklarına yakinen tanıklık eden, ihaneti ve sefaleti görür. Ama hiçbir şey onu yolundan döndüremeyecektir.
Balkan savaşında ailesinin ölümüne henüz küçük bir kızken şahit olan Ayşe, intikam duygusuyla büyür. Dedesiyle yaşayan Ayşe, dedesinden çok iyi silah atmayı öğrenir ve zamanının çoğunu avlanarak geçirir. Böylesi bir av sırasında duyduğu silah sesleri üzerine, köylerden gönüllü asker toplamak için gelen Hüseyin Teğmen ve askerlerinin düştüğü pusuyu görür. Keskin nişancılığıyla askerleri eşkıyaların elinden kurtarır.
Ne kadar diretse de Hüseyin, Ayşe'nin cepheye gelmesine razı olmaz. Bir yolunu bulup gönüllü kafilesine katılan Ayşe'yi Hüseyin fark ettiğinde ise artık Çanakkale'ye varmak üzerelerdir.
Hemşire olarak görev alan Ayşe yaptığı işten memnun değildir. Düşmanla savaşmak için yanıp tutuşan Ayşe gizli gizli düşmanın yanı başına kadar sokulup keskin nişancılığıyla düşmana korku salmaya başlar. Eğitimli bir hemşire olan Perihan'la sürekli sürtüşen ve onu çok hanım hanımcık bulan Ayşe, zamanla Perihan'dan kadınlığı öğrenecek ve Perihan'a da cesur bir insan olmayı öğretecektir.
Önemli bir bürokrat olan Nusret Paşa'nın kızı olan Perihan, iyi eğitim almış, konakta dadılar, aşçılar ve hizmetçilerle büyümüş bir paşa kızıdır. Narin bir yapıya sahip olan Perihan, annesi öldüğünden beri iyice içine kapanmıştır. Babası sürekli görevde olduğu için aile sevgisi tatma fırsatı olmaz. Perihan'a Fransızca dersi vermek için düzenli olarak konağa gelen Hüseyin Celal, bir gün Perihan'a aşkını itiraf eder. O an kuzenlerinin de orada olmasıyla Perihan bu durumdan utanır ve Hüseyin Celal'i kaba bir şekilde ret eder.
Yaptığından pişman olan Perihan kendini affettirmek için Hüseyin Celal'i bulmaya gittiğinde onun cepheye gittiğini öğrenir. Hüseyin Celal'e aşık olduğunu fark eden Perihan Hemşire olarak Çanakkale'ye gidebileceğini öğrenir ve artık kendini hayat karşısında kanıtlama zamanının geldiğini düşünür. Tüm ev halkını şok edecek bir kararla Çanakkale'ye gitmeye karar verir. Daha önce kendi yemeğini dahi hazırlamamış olan bu genç kız Çanakkale'de gerçek hayatla karşılaşacak ve kim olmak istediğini ve kendi yeteneklerini keşfedecektir.
Paşa kızı olan Perihan, iyi eğitim almış, konakta büyümüş olsa da babasının cephede oluşu ve annesini kaybetmesinin ardından aile sevgisinden yoksun kalmıştır. Sevdiği adamın da Çanakkale'ye gitmesi ile hemşire olarak Çanakkale'ye gitmeye karar verir.
Avusturalya asilzadelerinden Lord Byron'un kızı olan Elizebeth, iyi eğitim almış, kendinden emin bir mizaca sahip genç kızdır. Okuldan arkadaşı Harvey'le babasının itirazlarına rağmen nişanlanmayı başarmıştır. Babası Byron, Harvey'in Çanakkale Cephesine gönderilmesi için bütün nüfusunu kullanır. Savaş konusunda, barışçıl düşüncelere sahip olan Harvey'i Çanakkale'de zorlu bir süreç beklemektedir. Elizabeth tüm bu olanların babası tarafından organize edildiğini anlar. Bir süredir haber alamadığı Harvey'in peşine Çanakkale'ye gitmeye karar verir.
Çanakkale'de hemşire olarak görev alan Elizebeth, kendisine aşık ve hırslı bir binbaşı olan William tarafından karşılanır. Nişanlısı Harvey'in vatana ihanetle yargılandığını öğrenir. Elizabeth, William'ın bir şeyler çevirdiğini çok geçmeden anlayacak ve onun foyasını boşa çıkartacaktır.